Size daha iyi hizmet verebilmek adına sitemizde çerezler bulundurmaktayız. Gizlilik Politikamızı öğrenmek için tıklayınız. Ayrıca kişisel verilerin koruması kanunu kapsamında TESAD ile iletişime geçen her birey, iletişim verilerinin paylaşılmasını ve ilgili TESAD birimlerince kullanılmasını kabul beyan ve taahhüt eder.
Petrol
Kaynak: US National Archives

Küresel Pandeminin Ortasında Petrol Gücü Politikaları

COVID-19 salgını ortasında, ulusal ve uluslararası ekonomi bir mücadele içinde. COVID-19’un çan eğrisini düzleştirmek için piyasalar etkili bir şekilde ‘duraklatılmaya’ başlandı. Bu, ‘sosyal uzaklaşma’, ‘yerinde sığınak’ ve yurtiçi-yurtdışı yolculuğu olabildiğince kısıtlamak gibi ilkeler yolu ile insanların çeşitli ölçülerde ekonomiden çıkartılması demek. Mümkün olduğu kadar çok insanı evden çalışma koşullarına geçirmek için çabalar sürerken, bu tedbirler hem COVID-19’un bulaşmasını asgari miktara indirmeyi hem de ekonominin işleyişini mümkün mertebe optimal seviyede tutmayı hedefliyor. İnsanların hareketlerinin ve seyahatlerinin kısıtlanması sonucunda daha az seyahat ediliyor. Bu da küresel petrol talebinde azalmaya ve fiyatlarda düşüşe neden oldu.

COVID-19’un uluslararası ölçekte yayılmaya başlaması ile azalan talep ve Petrol İhraç Eden Ülkeler Örgütü’nün (OPEC) en büyük pazarı olan Çin’in tecrit kararı vermesi örgütü endişelendiriyor. Bu konu, OPEC’in 4 Şubat‘ta Viyana’da Çin’in azalan petrol talebi ile nasıl başa çıkılacağına dair toplantı düzenlemesi ile doruk noktasına ulaştı. Ancak, OPEC küresel çapta üretilen petrolün %55’inden sorumlu olduğu için küresel petrol fiyatının üzerinde tam hegemonik kontrole sahip değil. OPEC’ten ziyade, OPEC+ adı verilen, Rusya ile OPEC arasında kurulan ittifak küresel olarak tutarlı bir petrol fiyatlarının olmasını sağlar. OPEC petroldeki talep düşüşünü durdurmak ve küresel üretimi azaltarak istikrarlı fiyatı sağlamak isterken, hem ABD’nin müdahale eksikliğinden hem de OPEC’in planlarından usanmış Rusya ile OPEC arasındaki gerginlik artmaya başladı.

Şu anda OPEC‘te 13 üye ülke bulunmakta ve bu ülkeler birlikte küresel olarak işlem gören petrolün %55’ini ve dünya petrol rezervlerinin yaklaşık %70’ini oluşturmakta. OPEC küresel petrol pazarını stabil bir hale getirmeyi hedefliyor. Resmi olarak rotasyona dayalı bir başkanlığa sahip olmasına rağmen, OPEC adına uluslararası müzakereler gerektiğinde Suudi Arabistan’ın liderliği geniş çapta kabul görüyor. OPEC kendi konumunu enerji piyasasını domine etmek ve küresel pazar payını güçlendirmek için kullandığından, sıklıkla eleştiri toplayıp “kartel” olarak adlandırılıyor.

OPEC, petrol üreten devletlerin çıkarlarını temsil eden bir örgüt olduğunu iddia ediyor ancak petrol üreten devletlerin tamamı bu organizasyona üye değil. Kanada, ABD ve Rusya, örgüte üye olmayan dikkate değer üç ülke. Son iki ülke, birlikte dünya petrolünün %30‘unu üretmekle beraber, tüm bu üç ülke küresel enerji pazarında önemli role sahip aktörlerdir. ABD ve Rusya’nın OPEC üyesi olmama sebebi biraz karışık. ABD’nin jeopolitik geçmişi, örgüt üyeleri ile olan siyasi gerilimleri ve enerji bağımsızlığı arzusu ABD yetkililerinin örgüte katılmasını engelledi. Rusya’nın OPEC üyesi olmama gerekçesi ise geçmişten ziyade kendi uluslararası enerji çıkarlarına ve sırf üye olduğu için uluslararası bir örgütün iradesine uyma zorunluluğu altında kalmama arzusuna dayanıyor.

İki ülke de OPEC üyesi olmasa da her ikisi de OPEC ile yoğun bir şekilde ilişki içerisindedir. Mevcut küresel petrol fiyatı istikrarı için OPEC + kritik role sahiptir. OPEC+, OPEC’in uluslararası enerji pazarında azalan gücünü arttırma ve küresel konumunu güçlendirme ihtiyacından doğmuştur. Bu iş birliği, Rusya ve Suudi Arabistan’ın küresel petrol fiyatlarını tutarlı tutmak amacıyla birlikte çalışacağı anlamına geliyordu. Suudi Arabistan OPEC politikalarını yönettiği ve Rusya da dünyanın en büyük petrol üreticisi olduğu için bu iş birliği işe yarıyor. Birlikte, OPEC+’nın petrol fiyatlarını karşılıklı çıkarları için petrol fiyatlarını değiştirme gücüne sahipler.

Ancak Suudi Arabistan ve Rusya petrol fiyatlarını belirleme konusunda anlaşabilirken, ABD ile olan kişisel ilişkileri siyasi bir bölünmenin sebebidir. ABD Başkanı Donald Trump, hem Rus Başkan Vladimir Putin’e hem de Suudi Veliaht Muhammed bin Selman’a olan sevgisini açıkça belirtti. İki ülkenin ABD olan ilişkilerindeki fark, ABD Suudi Arabistan’a silah satarken, Rus petrol üreticilerine yaptırım uyguluyor.

Washington, Moskova ve Riyad arasındaki çekişen ilişkiler, OPEC+’nın birliğinde ve ittifakın birlikte çalışma kabiliyetinde arızaya yol açtı. Şubat’ın 4 ila 6’sı arasında düzenlenen toplantıda, OPEC+ petrol fiyatının zeminini sağlamlaştırmak adına geçici olarak yeni bir üretim kotası koymayı kabul etti. Bu anlaşma, üretimi günde 600.000 varile kadar düşürecek. Ancak, mevcut küresel petrol fiyatı savaşı işte bu anlaşma yüzünden yürürlüğe girdi. OPEC üyeleri yeni üretim hedeflerinde mutabık kalırken, Rusya üretimi azaltma anlaşmasını imzalamakta çekingendi. Moskova’nın tereddüt etmesi Riyad’ı ikili görüşmelere yöneltti. Petrol üretimini azaltmak, ‘satıcının piyasasını’ ‘alıcının piyasasından’ daha üst bir yere koyduğu için OPEC’in sıklıkla kullandığı bir taktiktir. Satıcının piyasası OPEC’in ve diğer petrol üreten ülkelerin, petrol fiyatları üstünde pazar gücüne sahip olmasını sağlıyor.

Petrol fiyatları düşmeye devam ederken yeni bir üretim kesintisi tartışması için OPEC, 5 Mart’ta tekrardan bir araya geldi. OPEC, günlük 1.500.000 varillik bir kesintinin pazar istikrarını sağlayacağı kararını verdi. Ancak Rusya bu hamleye karşı çıktı. Moskova, OPEC+’nın pazar istikrarını sağlama amacıyla petrol üretimi düşürmeye devam ettiği takdirde aynı istikrarın sadece ABD petrol endüstrisine katkı sağlayacağını, çünkü üretim hedeflerini yerine getirmeye ihtiyacı olmadığını savundu. OPEC’in etkisi ile kontrolsüz gelişme gösteren ABD petrol endüstrisi, Rusya’yı yıldırıyor.

Mart toplantısı da fiyat savaşı başlangıcını hızlandırdı. ABD yaptırımları ve önde gelen bitümlü şist endüstrisinden yılan Moskova, OPEC’in gidişatını kabul etmedi ve OPEC+ ittifakının çöküşünün çanları çalmaya başladı. Bununla birlikte, Moskova’nın daha geniş çaptaki siyasi hırsları ve meselelerinin başa çıkılamaz gibi olması OPEC+ ittifakında soruna yol açtı. Riyad buna hem Rusya’nın iş birliğe yanaşmamasını cezalandırma hem de OPEC’in nüfuzuna geri getirme arzusuyla petrol üretimi ve arzını arttırarak tepki gösterdi ve fiyat savaşlarına yol açtı.

Bir devleti politikaya uymaya zorlamak amacıyla uygulanan fiyat savaşının sorunu, kesin olmayan bir yöntem olması. Fiyat savaşını başlatan ülke, hem kendi petrol fiyatını darbeden koruyup aynı zamanda belirli bir devletin petrol ihracına hasar vermez. Hedeflenen devletin petrol fiyatını azaltmak için kendi petrolünüzün arzını arttırmak, kendi fiyatınızın da azalmasını sağlar. OPEC’in uluslararası pozisyonu, küresel petrol fiyatlarını kontrol etmek için üye olmayan ülkelerle çalışmasını gerektirse de örgüt küresel petrol fiyatlarını tek taraflı olarak çökertebilir.

ABD’nin fiyat savaşını doğrudan veya dolaylı olarak bitirme potansiyeli olan etkili bir aktör olduğuna şüphe yok. Fiyat savaşının başlarında Başkan Trump, durumun ‘tüketiciler için iyi‘ olduğunu söylese de bu durumun devam etmesi, ABD petrol şirketleri üzerindeki baskıyı belirginleşti. Baskı altındaki petrol endüstrisi ve Cumhuriyetçi Kongre’den gelen siyasi istek nedeniyle, Trump yönetimi, fiyat savaşını sona erdirmek için Suudi Arabistan ve Rusya’yı bir araya getirmeye çalıştı.

ABD, fiyat savaşının sona ermesine aracılık etmede yapıcı bir rol oynayabilirken, aynı zamanda da kendi petrol endüstrisine sırtını dayayabilir ya da siyasi nüfuzunu kullanarak OPEC’e üye ülkelerden petrol ithalatına ambargo koyabilir. ABD’li meclis üyeleri bu seçeneği, OPEC’in kolektif eylemlerini ABD içinde yasa dışı yapabilecek ‘No Oil Producing and Exporting Cartels Act’ (NOPEC) olarak adlandırılan tasarıyı hem Meclis’te hem Senato’da değerlendirdi. Ancak bu tasarının yürürlüğe girme olasılığı inanılmaz derecede düşük. NOPEC’in amacı kanun olmak değil, Trump yönetiminin petrol fiyat savaşını bitirmeye yönelik bir başka politika kaldıracı olmak.

Son gelişmelere rağmen ABD, Rusya ve Suudi Arabistan arasındaki fiyat savaşını uzun vadede sonlandıramadı. Üç ülkenin amacının birbirlerinden farklı olması, fiyat savaşını zamanında sonlandırmayı güçleştiriyor. Suudi Arabistan OPEC’in güncel ve küresel enerji sektöründe güçlü uluslararası bir örgüt olarak kalmasını sağlamak istiyor. Rusya, ABD’nin petrol endüstrisine uyguladığı yaptırımlara tepki gösterirken ABD’nin petrol endüstrisini zayıflatmaya çalışıyor ve ABD’yi, petrol üretimini azaltmayı kabul ettiği OPEC+ benzeri bir duruma sokmaya çalışıyor. Bu sırada ABD de petrol endüstrisini korumaya ve COVID-19 ile mücadele ederken küresel petrol fiyatında istikrar sağlamaya çalışıyor. Tüm bunları göz önünde bulundurduğumuzda, petrol fiyat savaşının çeşitli şekilde devam edeceği muhtemeldir ve bu savaşın arkasındaki nedenler, azalan küresel talebin yanı sıra üç petrol devinin aralarındaki uluslararası güç oyunu ile alakalıdır.

Yazar: Benjamin Cherry-Smith

Kaynak: E-International Relations