Künye
İsim: Görünmez Kalp
Yazar: Russell D. Roberts
Yayınevi: BB101 yayınları/7.Baskı 2016
Çeviren: Mustafa Acar
Giriş
İktisat derslerinde temel olarak tartışılan konu serbest piyasa mı yoksa devlet müdahalesi ile ortaya çıkan ekonomik sistemin mi daha iyi olduğudur. Serbest piyasa ekonomisinde, piyasanın ‘görünmez eli’ ekonomik sistemi kendiliğinden olması gereken fiyatlandırmayı meydana getirir. Diğer ekonomik sistemde –devlet eliyle yapılan-ise asgari ücret, tavan fiyat vb. uygulamalarla piyasaya müdahale edilir. Hangi sistemin ekonomik krizlere engel olduğu ya da insani hayat şartlarını meydana getirdiği hakkında hala bir konsensüs sağlanmış değildir. Görünmez Kalp kitabında Russell Roberts Sam ve Laura adlı iki karakter üzerinden bu iki ekonomik sistemi işçi-işveren ilişkisi, kar, çevre vb konular üzerinden karşılaştırmıştır. Her iki sisteminde zayıf ve güçlü yönlerini ele almıştır.
Kitabın Konusu
Lisede iki öğretmen olan Sam ve Laura ekonomik sistemleri tartışarak bunların açıklarını ortaya koymaktadır. Sam, serbest piyasa ekonomisi tarafını tutarak devletin müdahalesi yerine piyasanın kendi kendini idame ettirebileceğini savunmaktadır. Ona göre, devletin yaptığı müdahaleler kısa vadeli olarak amacına ulaşmakta ama uzun vadede amaçlananın dışında başka bir sonuç doğurmaktadır, ki bu genelde baştakinden daha büyük bir soruna yol açmaktadır.
Laura ise devlet müdahalesini savunan tarafta yer almaktadır. Asgari ücret, tavan-taban fiyat gibi devlet regülasyonunu, işçi ve tüketicileri koruma amaçlı yapılan uygulamalar olarak görmektedir. Devletin bu müdahaleleri olmasa piyasanın oluşturduğu sistem işçi yerine işverenin lehine çalışan bir hal almaktadır.
Bununla birlikte, kitabın içinde dizi olarak gösterim yapan ve ilaç şirketi patronunun fabrikasını Meksika’ya taşıyarak Amerika’daki kasabada yaşayan insanların işsiz kalmasına neden olan ayrı bir hikaye daha anlatılmaktadır. Dizi, ilaç şirketinin aynı zamanda yolsuzlukta yaptığını ve bunu gizlemeye çalıştığını hatta insan öldürmeye kadar varan bir durumun ortaya çıktığını göstermekte ve özel sektörün devlet müdahalesi olmadan işçiler üzerinde her türlü kötü muameleyi yapabildiğini gözler önüne sermektedir. Sam bu gibi dizi ve filmlerin insanlara firma patronlarının her zaman kötü olduğunu, işçiyi sömürdüklerini göstererek algı oluşturduğunu ama aslında firmanın kar amacı ile hareket ettiğini ve tüketici merkezli hareket etmek zorunda olduğunu çünkü karı ancak tüketiciye kendini cazip kılması sonucu oluşturabileceğini -ki bu rekabet ortamı meydana getirir-belirtir. Sonuçta firmalar fiyatları düşürebilmek için maliyet azaltma yöntemine gidebilir ki eğer bunu makineleşme yoluyla yaparsa işsiz kalan insanlar olması kaçınılmazdır.
Kitap boyunca Sam okuyucuyu politikalara karşı sorgulayıcı olmaya yöneltir. Çevre, işçi, tüketici fark etmeksizin belli bir kesime hitap etmesi düşünülerek yapılan projeler en çok o grupların üzerinde zarara yol açabilmektedir. Yazının devamında Laura ve Sam üzerinde yapılan sistem tartışması örneklerle açıklanacaktır.
Kitap Analizi
Sosyal bir bilim olan ve genel olarak insan davranışlarını ekonomik yönden inceleyen alan ‘iktisattır. İktisadın temel amacı dünyada bulunan kıt kaynakların en optimal şekilde dağıtımını sağlamaktır. İktisadın çözümlemeye çalıştığı ana sorunlar[1]:
1)Hangi mal ve hizmetler, ne miktarda üretilecektir?
2) Üretim, hangi yöntemlerle ve nasıl yapılacaktır?
3) Mal ve hizmetler kimler için üretilecektir? Yani mal ve hizmetlerin bölüşümü nasıl yapılacaktır? şeklinde sıralanabilir.
Bu sorular hangi ekonomik sistemle yönetilirse yönetilsin ya da gelişmiş veya az gelişmiş olsun ülkelerin çözmesi gereken sorulardır. Bu sorulara karşı aldıkları çözüm, o ülkenin ekonomik sistemini ortaya koymaktadır. İktisatta iki tür sistem vardır: Kapitalist(serbest piyasa) ve sosyalist sistem. Günümüzde sosyalist sistem yerine iki sisteminde özelliklerini içinde bulunduran karma ekonomik sistem mevcuttur.
Kapitalist sistem; iktisadi faaliyetlerin işleyişinin bireylerin serbest girişimine ve bireyler arasındaki sözleşmeler bırakıldığı toplumdaki üretim, bölüşümü, tüketim ve değişimi düzenleme işinin serbest piyasalara ve serbestçe işleyen fiyat mekanizması tarafından gerçekleştirildiği sistemdir.[2] Bu sistemde amaç piyasanın kendi kendini devlet müdahalesi olmaksızın- minimum müdahale ile- idame ettirmesidir. Ana düşünce yapısı herhangi bir aksaklık anında piyasanın ‘görünmez eli’ müdahalede bulunur; sonuç olarak da devlet müdahalesine gerek yoktur. Böylelikle piyasada bireysel girişimlerin önü açılmış olacaktır. Serbest piyasa sisteminin yukarıda bahsedilen 3 temel soruya verdiği cevaplar ise şöyledir[3]:
- Serbest piyasa sisteminde hangi malların üretileceğine ve ne miktarda olacağına karar veren kar amacıyla hareket eden firmalardır. Firmalar kar elde ettikleri-tüketici tarafından talep gören-malları üretirler; talep edilmeyen malların üretimi ise azaltılır veya durdurulur.
- Rasyonel hareket eden üretici maliyetini minimum düzeye indirecek faktör birleşimini seçer. Yani emeğin fiyatı sermayeden ucuzsa daha fazla emek kullanır, tersine sermayenin fiyatı emekten ucuzsa daha fazla sermaye kullanır.
- Üretim faktörleri, emek-sermaye-doğal kaynak-girişimci,elde ettikleri sırasıyla ücret,faiz,rant ve kar geliriyle piyasadan istedikleri malların satın alma özgürlüğüne sahiptirler. Bu durumda hangi üretim faktörünün geliri daha fazlaysa diğerlerine oranla piyasadan daha fazla mal ve hizmet satın alır.
Kapitalizme karşı olarak ortaya çıkan sosyalist sistemin Sovyetler Birliği’nin çökmesi ile yok olmaya yüz tutması ama bununla birlikte piyasanın ekonomik krizlerde kendi kendini idame ettirebilme sorunsalının tamamen de yok olmaması nedeniyle karma ekonomik sistem meydana gelmiştir. Piyasanın 2008 Mortgage krizi gibi ekonomik krizlerin üstesinden gelememesi sonucu karma ekonomik sistem devletler tarafından kullanılmaktadır. Bu sistem hem kapitalist hem de sosyalist sistemin özelliklerini barındırmaktadır. Kapitalist sistemde olduğu gibi temel ekonomik sorunların çözümü yine fiyat mekanizmasının aksayan yönlerini düzeltmek, daha etkin bir kaynak dağılımı sağlamak, daha adil bir gelir dağılımı oluşturmak, üreticiyi ve tüketiciyi korumak gibi amaçlarla gerektiğinde ekonomiye müdahale eder. Üretim özel sektör işletmelerinin yanı sıra kamu sektörü işletmeleri tarafından da gerçekleştirilir. Devlet, özel sektörün girmediği alanlardaki yatırım ve üretim işini bizzat yerine getirir.[4]
Kapitalist sistemde birey rasyonel düşünme ve karar alma yeteneğine sahip olarak görülür. Tercih yapma hakkına sahip olan bireydir. Sam’ e göre kapitalist sistemde çok para getiren bir işte spor, müzik vb alanlarda da çalışabilirsin lisede öğretmende olabilirsin bu kişinin kendisine kalmış bir unsurdur. Laura öğretmenliğin daha değerli olduğunu ve daha çok para kazanmaları gerektiğini düşünürken Sam bunun bilerek tercih edildiğini ve değerin sahibinin gözünde olduğunu belirtir. Piyasa sisteminde gözlemci yoktur. Karar, piyasanın kişi formunda olmayan güçlerince alınır.[5] Bu sisteme göre; en iyi işler, yüce olanlar, düşük ücret verirler, zira aynı işi isteyen yığınla insan rekabet halindedir.[6]
Kitabın tamamında bu ve bunun gibi birçok örnek hem serbest piyasa hem de devlet müdahalesi sistemine göre zayıf ve güçlü yönleriyle tartışılmıştır. Kitabın ana fikri ise hangi ekonomik sistem kullanılıyor olursa olsun önemli olan her uygulamaya-sorunsuz olarak gözükenlere bile- şüpheyle yaklaşmaktır.
Sonuç
İktisatta, ekonomik sistemlerin çözmeye çalıştığı problemler aynı olsa da çözüm şekilleri farklılık göstermektedir. Özellikle 1929 Büyük Buhran ile başlayan ve her krizle farklı şekilde çözümlenmeye çalışılan mükemmel ekonomik sistem sorunsalı Sovyetler Birliği’nin çöküşüyle aşılmış olarak gözükse dahi sonrasında yaşanan –özellikle kapitalist sistemle yönetilen ülkelerde- krizler hala sistem üzerinde konsensus sağlanamamasına neden olmuştur. Serbest piyasa ekonomisinde firmalar kendilerini rekabet ortamına uydurabilmek için sert önlemler alabilmektedir; bu nedenle devletler regülasyonlar yoluyla piyasaya müdahale etmektedir. Bu müdahaleler işçiyi ve tüketiciyi koruma amaçlı olmasına rağmen tam tersi sonuçlara yol açabilmektedir. Ayrıca, bugün küreselleşme ile sağlanan örümcek ağı modeli ile bir ülkedeki sorun bütün dünyaya yayılabilmektedir. Güncel bir örnek olarak ABD-Çin ekonomik savaşı sadece bu iki ülkeyi değil, diğer ülkelerin ekonomilerini de dolaylı olarak etkilemektedir. Sonuç olarak, bir ekonomik sisteme veya piyasa ile ilgili bir müdahaleye karar verirken kısa vadeli değil uzun vadeli olarak düşünülmeli ve içinde bulunan sistemin yapısı dikkate alınmalıdır.
Kaynakça
Berber Metin, Bocutoğlu Ersan, Genel İktisada Giriş, Ekin Yayınları, 6. Baskı/2016.
Roberts D. Russell, Görünmez Kalp, BB101 Yayınları, 7.Baskı/2017.
Dipnotlar
[1] Metin Berber,Ersan Bocutoğlu,Genel İktisada Giriş,Ekin Yayınları,s.35
[2] a.g.e.,s.37
[3] a.g.e.,s.38-39
[4] a.g.e.,s.39-40
[5] Russell D. Roberts, Görünmez Kalp, BB101 yayınları, s.69
[6] a.g.e.,s.73